7 Oca 2017

Truman Şov

Gördüğüm herkes birbirine benziyor, yavaş yavaş, daha da, hiç ara vermeden... Daha sıkıcı ne olabilirdi ki? Hem yüzleri, hem fikirleri! Buna inanmak istemem ama bakışları bile. Aynı sönük ışık, aynı ifade. Gülüşlerin verdiği ; aynı filmin, hep aynı oyuncusuna ait, aynı sahnesindeki hissiyat. Üzüldüklerinde ise hepsi suratında milyonlarca nüshası olan bir fotoğrafı tutar gibi. Hepsi nasıl da birbirinin aynı! Üzücü; sokakta yürürken birden fazla insana selam vermek isterdim, nasıl olduğunu, babasının iş bulup bulamadığını ya da kardeşinin hangi bölümde okumak istediğini. Ama sanki hep aynı kişi benimle selamlaşıp tekrar tekrar karşıma çıkıyor ve babası asla iş bulamıyor gibi. İşin daha da ilginç yanı; her biri ne kadar bir öbürü ise işte o kadar, o kadar nefret ediyor ondan ve ne kadar, ne kadar nefret ederse; işte o kadar benziyor ona. Kimin daha mükemmel, daha harika, daha yetenekli, daha akıllı, daha başarılı olduğu meseleleri yeterince mide bulandırıcı değilmiş gibi artık kimin kendi kendisini daha çok sevdiği meşale taşıyor. Neden yahu neden, neden üstün olmak zorundayım ki sizden? İzin verin de hiç bir işe yaramayayım. Dik durmayayım, kambur kambur yürürüm hatta ıslık da çalarım bakarsınız dilinize bile takılır melodisi. Bir de çocukken komşunuzun penceresi açık evinden kulağınıza gelen bir şarkıyı hatırlatırsa size, dünyaya bir ıslık da ben katmış olmaz mıyım? İzin verirseniz, hiç bir işe yaramayayım ben.

Hiç yorum yok: